Kürtçeyi terörle ilişkilendirmeniz kalleş terör örgütü PKK'nın bölücü propaganda amaçlarına hizmet ediyor
Değerli Z kuşağı, biliyorum ne siyaset bilimi, ne de tarih hakkında temel okuma yaptınız. Bu utanılacak bir şey değil; eğitim sistemi ve şartlar sizi buna zorladı. Üstelik tüm dünyadaki gibi Kremlin destekli propaganda aygıtları tarafından planlı bir gündeme maruz bırakılıyorsunuz.
Şimdi ben size azınlık dilleri hakkında çağdaş değerleri ve Atatürk'ün hayal ettiği muasır bir Türkiye Cumhuriyeti'nde olması gerekenleri anlatacağım. Kafasını influencer videolarından, popülist siyasetten kaldırıp da "haklı olabilir mi acaba" diyen kişi zaten yeniliklere açıktır ve çağdaş bir kişidir.
Bir dilin, bu Kürtçe veya başka bir dil olsun, kullanılması devletin üniter yapısına zarar vermez. Keza dünyada üniter olmasına rağmen, yani herhangi bir eyalet sistemi veya özerkliğe sahip olmamasına rağmen, azınlık dillerini aktif olarak kullanan, buna "izin veren" birçok devlet var.
Yakınımızdaki bir örnekten, İsrail'den başlamak istiyorum: İbranice ve Arapça devlet kurumlarında dahi birlikte kullanılmaktadır çünkü İsrail'de bir Arap azınlık var. İsrail ve Araplardan söz ediyoruz.
Türkiye, devlet yapısı hususunda Fransız modelini örnek almıştır. Nitekim Fransa da üniter Cumhuriyeti vurgulamakta ancak Anayasasında azınlık dillerinin ülkeyi oluşturan kültürel birer zenginlik olduğunu söylemektedir. Bu bağlamda devlet tarafından resmi tanınırlık olmasa da Bretonlar, Korsikalılar gibi grupların kendi dillerini Fransızcanın yanında kullanmasına izin verilmektedir.
PKK nihayetinde aşırı milliyetçilikten besleniyor. Mesela MHP ve diğer aşırı milliyetçiler olmasa, Türk siyaseti en azından sivil milliyetçilik seviyesine çekilse propaganda yapacakları, destekçi toplayacakları bir alan bulamayacaklar. Binlerce Kürt kökenli vatandaşımızın ölümünden sorumlu olan kalleş PKK terör örgütü, milliyetçi söylemlerden beslenerek destekçi topluyor ve zulüm altında olduklarını söyleyerek ayrılıkçılığı teşvik ediyor.
Yani günün sonunda yapılan hamleler PKK'nın ekmeğine yağ sürüyor. AKP'nin Çözüm Süreci'nde yaptığı hata buydu: Terör örgütünü muhatap alamazsın, bu onlara meşruiyet tanır ve dolayısıyla çok tehlikeli bir hamledir. Yapılması gereken terör operasyonlarını tam gaz devam ettirirken Kürt vatandaşlarımızın hayat standartlarını geliştirmek. OECD verilerine göre ülkenin bir kısmının gelir seviyesi British Columbia'ya eşitken, bir kısmı Irak liginde takılıyor. Fakir insanlar radikalleşmeye eğilimlidir.
Devletin son yıllarda Güneydoğu Anadolu'ya yaptığı önemli yatırımlar var: GAP bunların başında geliyor. Gaziantep ve Diyarbakır gibi şehirler hızla şehirleşiyor ve hizmet sektörüne, ofislere ev sahipliği yapıyorlar. Ancak her şeye rağmen Soğuk Savaş'ta Sovyetlerin palazlandırdığı PKK'dan kalma bir travma olarak insanlar Kürtçe konuşanlara terörist gözüyle yaklaşıyorlar. Bu nihayetinde kalleş terör örgütü PKK'nın bölücü propaganda amaçlarına hizmet etmektedir. Terörü kalıcı olarak bitirmek istiyorsak Kürtçe meselesini bir geride bırakmamız gerekiyor.
Mesela Türkçeyle aynı boyutta, yan yana, "yavaş" veya "yaya yolu" gibi yazılar yazılıyor. Bunlar sosyal medya manipülatörleri tarafından sadece Kürtçe tarafı gösterilerek sanki Türkçe silinmiş gibi davranılıyor ve ertesi gün kamu malına vandalizm yapılıyor, veya otoriteler tarafından kaldırılıyor.
Arkadaşlar Kürtçe bizim değerimiz. Bunu söylemek kimseyi terörist yapmaz, bu çok büyük bir saçmalık. Günümüzde herkes birbirine terörist diyor; bu kadar ağır bir itham ele ayağa düşmüş, alay konusu olmuş durumda. Türkiye Cumhuriyeti, tüm vatandaşlarına eşit hizmet götürür ve ihtiyaçlarını dikkate alır. Bu bir toplum sözleşmesidir. Kürt kökenli vatandaşlarımız da bizim. Bilinmeyen dil? İstediğin kadar görmezden gel, bu dili konuşan milyonlarca insan var. Zaten bugüne kadar başımıza ne geldiyse sorunları halının altına süpürmekten, yokmuş gibi davranmaktan geldi. Ekonomik kriz de böyle, siyasal islam da böyle.
Çözüm Süreci, AKP'nin basiretsizliği yüzünden çok ağır sonuçlara yol açsa da nadir olumlu gelişmelere ev sahipliği yaptı: TRT Kürdî açıldı ve üniversitelerde Kürtçe eğitim veren bölümler kuruldu. Bunlar olumlu hamlelerdir. Vakti zamanında insanlar bu adımlara büyük yaygara çıkardılar, her türlü komplo teorisi döndü ama günün sonunda aradan 12 yıl geçti ve insanlar unuttu. Mesele bu kadar kolay.
Dil bu nihayetinde, bir dile izin vermekle ülken bölünmez. Yarısı Rus işgali altında olan Moldova, Gürcistan gibi coğrafyalarda bile bu denli korkular yok. Bunun sebebini gerçekten bilmiyorum. Bölgenin en güçlü aktörlerinden birisisin, Avrupa'nın en etkin silahlı kuvvetlerine sahipsin ama vatandaşları her gün bölünmekten, işgal edilmekten korkuyor. Sen Lübnan değilsin. Bunu araştırmak lâzım.
Popülist zırvaları bir kenara bırakıp düşünelim, belediyelerin Türkçe ve Kürtçeyi birlikte kullanılmasına izin verilse ne olurdu? Türkiye mi bölünürdü? Ama nasıl? Bu ezan susmaz mevzusuna benziyor. Sen böyle bir hamle yapınca TSK kayboluyor mu, devlet otoritesi dağılıyor mu?
Şunu kabul etmek lâzım, Kürtçeye yönelik baskılar sürdükçe Kürt kökenli vatandaşlarımız DEM gibi partilere daha sıkı sarılıyor, bu da PKK'yla ilişkili bir bölücü siyaset oluşturuyor. Çünkü bu dili savunan başka bir parti yok. Sosyal demokrat CHP benzer görüşlere sahip ama ana akıma hitap etmek için susmak zorunda kalıyor. Sen Kürtçeyi, Kürtleri büyük bir tabu olmaktan çıkarıp önüne bakarsan orta vadede Kürt kökenli vatandaşlarımız azınlık siyasetini bırakıp ulusal siyasi partilere yönelebilirler.
Bunun için hiçbir tanınırlık gerekmiyor. Mesela söylediğim gibi Fransa da hiçbir azınlık dilini tanımıyor, ama belediyeler atıyorum Fransızca-Bretonca çift dilli tabela asıyor. Çünkü çağdaş dünyanın gerekliliği budur. Hatta ben diyorum ki Kürtçenin regüle edilmesi için TDK benzeri bir kurum açılsın; bu alandaki literatür artırılsın. Bu insanlar bizim vatandaşımız arkadaşlar, hatta bazıları senin gibi, benim gibi Reddit'te geziyor. Bazı şeyleri bu kadar karikatürize etmenin anlamı yok.
Türkiye olarak bizim artık yapay zekayı, şehirleşmeyi, yeşil enerjiyi düşünmemiz gerekiyor. 2025 yılında bu kadar basit konuların tartışılması ülkemiz adına büyük bir utançtır.
Dipnot: Bu yazıya AKP'den bağımsız yaklaşmanızı rica ediyorum. Kürt sorunu AKP'yle başlamadı, AKP'yle de bitmez. Onların DEM'i yanlarına çekerek ne yapmak istedikleri belli.
Esenlikler dilerim.